Dünyanın ve insanlığın gelişimi, yıllardır tarihe yön veren önemli olayların etkisiyle şekillenmiş ve günümüzde de şekillenmeye devam etmektedir. M.Ö. 3500’lü yıllarda bulunduğu tahmin edilen tekerliğin icadından sonra sırasıyla yazının bulunması, sanayi devrimi, elektriğin icadı, bilgisayarın icadı ve akabinde internetin keşfi tarihe yön veren en önemli gelişmelerden olmuştur. Tüm bu gelişmeler belirli kademeler doğrultusunda yaşanmış ve günümüzdeki yerini almaya devam etmiştir. 18.yüzyılda buhar gücüyle çalışan makinelerle başlayan birinci sanayi devriminden itibaren üç büyük devrim yaşamış ve bugün dördüncü sanayi devriminin başlangıç noktasına gelinmiştir. Bu değişim ve dönüşümün temelinde; teknolojinin sağladığı işleri daha hızlı, etkili ve ucuz yapabilme olanaklarının yanında, bilginin anında kaydedilmesi,  hızlı işlenmesi, iletilmesi ve karar süreçlerinde kullanılması yer almaktadır. Bu noktaya gelinmesinde ise, dijitalleştirme süreci oldukça önemli bir yer tutmaktadır.

20. yüzyılın sonlarında başlayan 2000’li yıllarda hızlanan dijitalleştirme sürecinin hemen her alandaki kurumsal yapılarda ve iş yapma biçimlerinde köklü değişiklikler ortaya çıkardığı gözlemlenmektedir. Dijital teknolojilerin ürünü; robotlar, akıllı sistemler, e-ticaret, sosyal medya, mobil iletişim gibi uygulamalarla; imalat sektörü yanında iletişim, bankacılık gibi birçok hizmet sektörünün farklı alanlarında büyük bir değişim yaşanmakla birlikte, birçok alanda devrim yaratan internet, günümüz ticaret anlayışını da değiştirmektedir. Bu şekilde internet ile birlikte hayatımıza giren e-ticaret kavramı dijitalleşmenin en somut sonuçlarından biri haline gelmiştir. Dolayısıyla e- ticaret, günümüzde ticaretin dijital ortamda yapılmasını ifade eden bir kavram olmakla birlikte, sahip olduğu nitelikler sayesinde de, alışılmış ticari yöntemlere göre hem satıcı hem de tüketiciler için önemli avantajlar sağlamaktadır.

Elektronik ticaret kavramı, ilk kez 1995 yılında, internet kullanımının artması neticesinde hayatımıza girmiş ve yeni bir sektör haline gelmiş olmakla birlikte, 01.05.2015 tarihinde Elektronik Ticaret Kanunu yürürlüğe girerek E-Ticaretin şartları belirlenmiştir. Günümüze bakıldığında öne çıkan, giderek değeri ve pazar payı artan kavramlar arasında “elektronik ticaret”  yer almaktadır. Bu kavramından anlaşılması gereken ise; ürün ve bunlara ilişkin hizmetlerin,  üretim, tanıtım, dağıtım, satış ve ödeme işlemlerinin bilgisayar ağları vasıtasıyla yapılmasıdır. Bu şekilde dijitalleşme ile birlikte geleneksel ticaret yöntemlerine, internet olanaklarını da ekleyen kuruluşlar, sadece belirli bir kitleye satış yapabilmenin ötesine geçebilmiş, üretkenliği ve yaratıcılığı arttıran küresel e-ticaret bağlantıları kurma şansını elde edebilmişlerdir.

Ayrıca e-ticaret, gerek üretici kesimi, gerekse de tüketici kesimi tarafından çabuk benimsenmiş ve hızla gelişmiştir. Bu gelişmelerle birlikte ilerleyen e-ticaret, yeni ekonominin dayandığı temel yapılardan biri haline gelmiştir. Önceki dönemlerde birçok şirket,  televizyon,  gazete,  radyo gibi araçları kullanarak potansiyel müşterilerine ulaşmaya uğraşırken, bugün bu süreç internet üzerinden ilerlemektedir. Aynı zamanda internet ve mobil araçların kullanımının artışının yanı sıra, farklı ödeme yöntemleri, ürün tesliminde ilerleme ve bilinçli tüketicilerin sayısında meydana gelen artış gibi etkenlerle de e-ticaret hızlı bir şekilde büyümeye, yaygınlaşmaya devam etmektedir.

Ayrıca e-ticaret, klasik ticaret yöntemlerine göre çeşitli avantajlara sahiptir. İnternet sayesinde ticari işlemlerin sürdürülebilmesi için gerekli bilgi ve belgeler taraflara en kısa zamanda en az hata payı ile kırtasiye maliyeti olmaksızın ulaşmaktadır. Bununla birlikte e-ticaret, pazara girişteki engelleri azaltarak girişimcilere eşit fırsatlar yaratmaktadır. İnternet sayesinde alıcı ve satıcıların bir araya gelmesi gerekmediğinden aracı kurumlara gerek kalmamakta, aracıların yerini web sayfaları almaktadır. Geleneksel ticaret yöntemlerinde ürün veya hizmet ihtiyacı olan bir kimse satın alımı gerçekleştirmek için talep bildirmek, form doldurmak ve onay mekanizmasına göndermek durumundayken geleneksel ticaretin aksine e-ticaret uygulamasında bu işlem elektronik posta kanalıyla daha kolay ve daha hızlı bir şekilde gerçekleştirilmektedir.

Tüm bu avantajlarının yanında, son yıllarda e-ticaret sitelerinin, özellikle Korona virüs salgını ile birlikte kullanımı hızla artmış ve kullanıcılara evlerinde güvenli bir şekilde alışveriş yapma imkanı sağlayarak dönemin ihtiyaçlarını internet vasıtasıyla karşılama olanağı sağlamıştır. Özellikle salgın döneminde kullanıcılar bireysel ve toplumsal sağlığın düzene girmesi adına çeşitli ihtiyaçlarını internet üzerinden karşılamaya çalışmaktadır. E-ticaret sitelerinin bu denli şeffaf ve hızlı teslimat sistemleri sayesinde kullanıcılar zor koşullarda bile rahatlıkla isteklerine ulaşmakta ve güvenli ödeme seçenekleri ile sorunsuz bir şekilde alışveriş sürecini tamamlamaktadır.

Önceki yıl verileri ile karşılaştırıldığında, salgın döneminde insanların evlerde geçirdiği sürenin artmasından kaynaklı, Türkiye’ de ve dünyada e- ticaret hacminin arttığı görülmektedir. Özellikle, ülkelerde karantina ilan edilmesi nedeniyle dünya genelinde internet üzerinden alışveriş uygulamalarında kullanıcı etkinliği artmıştır. Bunun yanı sıra, COVID-19 salgını tüketici davranışlarını da önemli ölçüde değiştirip, ticaret sektörünü de yeniden şekillendirmiştir. Netice itibariyle, değişen dünya düzeniyle birlikte bilgi ve iletişim teknolojilerinde meydana gelen gelişmeler teknolojinin yaygınlaşmasına olanak sağlamaktadır. Doğrudan pazarlamanın bugün ulaştığı en son nokta olarak karşımıza çıkan “Elektronik Ticaret” kavramı ise, kar amacı güden ve gütmeyen tüm kuruluşları kapsamaktadır. Yapılan araştırmalarda da görüldüğü üzere, küreselleşen dünya da internet kullanımı artarak devam etmektedir. Aynı zamanda Elektronik ticareti oluşturan tüm unsurlar başta teknolojik yenilikler olmak üzere her geçen gün gelişme kaydetmekte ve çağımızın hızına uygun bir şekilde ilerlemektedir.

Her ne kadar dijitalleşmeyle birlikte e-ticaret sektöründe yaşanan gelişmeler ve içinde bulunduğumuz salgın süreci tüketici davranışlarını yeniden oluşturmuş ise de birçok hukuki problemi de beraberinde getirmektedir. Özellikle salgın döneminde tüketicilerin yeni alışveriş alışkanlıkları edinmesi ve online satış platformlarına yönelmesi ile birlikte, e-ticaret sektöründe faaliyet gösteren firmaların ağlarında bir takım sıkıntılar yaşanmıştır. Bilindiği üzere, e-ticaret kullanıcılarının son zamanlarda benimsediği “pratiklik, zaman, sağlık ve enerji tasarrufu” anlayışı ile uygulamada çoğu tüketici mesafeli sözleşmelerini okumadan kabul etmektedir. Bu nedenle tüketiciler tarafından uygulanan bu yaygın eğilim, kanun koyucu tarafından dikkate alınmış ve mesafeli sözleşmelerde tüketicinin korunması için birtakım düzenlemelere yer verilmiştir. Her ne kadar tüketicilere satış yapan platformlara yönelik pek çok hukuki düzenlemeye yer verilse de e-ticaret sitelerinden alışveriş yapan tüketicilerin öncelikle mesafeli satış sözleşmelerini dikkatli bir şekilde okuması gerekmektedir. Aksi halde tüketicilerin cayma hakkı, satın alınan ürüne ilişkin iade hakkında birtakım problemler medyana gelebilmektedir.

Av. Begüm GÜREL (LL.M.)

İpek MENGİLLİ (Hukuk Fakültesi Öğrencisi)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi girin.
You need to agree with the terms to proceed

Menü