I.GİRİŞ

İleride yapılacak açıklamaların daha iyi anlaşılabilmesi için konuya daha geniş bir bakış açısıyla bakmanın ve bir sosyal güvenlik riski olarak analık halinden bahsetmeden önce sosyal güvenliğin genel anlamda ne olduğundan ve amaçlarından bahsetmenin faydalı olacağını düşünmekteyim.

Sosyal güvenliğin mantığının temelinde kişilerin geleceklerini güvence altında tutma istekleri bulunmaktadır. Sosyal güvenlik, insanların gelirlerini azaltan ve buna karşılık giderlerini arttıran birtakım durumlarla karşılaştıkları takdirde bu kişilere ekonomik anlamda bir güvence sağlama gayesiyle hareket eden bir kurallar bütünü olarak karşımıza çıkmaktadır. Buna göre temel amaç, kişilerin gelirlerini azaltan ve giderlerini artıran durumlarla karşı karşıya kalması halinde bu kişilerin en azından insan onuruna yaraşır asgari bir yaşam sürmelerini sağlamaktır. Bu kurallar ile sosyal güvenliğin amaçlarının hayata geçirilebilmesi için ise çeşitli sosyal güvenlik sistemleri oluşturulmuştur.  Sosyal güvenliğin amaçlarının şekillenmesinin temelinde ise sosyal risk kavramı yatmaktadır. Sosyal risk, kişilerin yaşam boyunca karşılaşması kesin veyahut muhtemel olan, giderlerini arttıran ve gelirlerine azaltan olgular olarak karşımıza çıkmaktadır. Sosyal riskler, mesleki risk, fizyolojik risk ve sosyo-ekonomik risk olarak kendini gösterebilmektedir. Tüm bu risklerin odağında ise bu risklerden biriyle karşılaşacak olan kişinin ekonomik sıkıntıya düşmesini olabildiğince önlemek ve insan onuruna yaraşır bir yaşam sürmesini sağlama düşüncesi yerini almaktadır.  Çocuk sahibi olma bir sosyo-ekonomik risk iken analık hali ise fizyolojik bir risk olarak kendini göstermektedir.

Türk sosyal güvenlik sistemi, sigortalanmasını sağladığı kişi bakımından ve buna karşılık bir prim ödemesi gerektiği sosyal risk bakımından kısa vadeli sigorta kolları, uzun vadeli sigorta kolları, genel sağlık sigortası ve İşsizlik sigortası olarak dört başlık altında incelenmektedir. Konumuz olan analık sigortası ise kısa vadeli sigorta kollarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır.

Doğum yapan kadın çalışan gerek doğum öncesinde gerek doğum sırasında ve gerekse doğumdan sonra doğum olayıyla bağlantılı olarak çeşitli giderlerle karşı karşıya kalmaktadır. Dolayısıyla gebeliği sebebiyle çalışamayan kadının geliri azalacak ve gideri de artacaktır. Her kadının söz konusu harcamaların altından rahatlıkla kalkması da mümkün olmayacaktır. Kanunkoyucu bu muhtemel durumu düşünmüş olacak ki hukukumuzda analık sigortası ile ilgili düzenlemeler yer almaktadır.

Analık hali 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmektedir. Buna göre analık hali, “4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalı kadının veya sigortalı erkeğin sigortalı olmayan eşinin, kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık alan kadının ya da gelir veya aylık alan erkeğin sigortalı olmayan eşinin gebeliğinin başladığı tarihten itibaren doğumdan sonraki ilk sekiz haftalık, çoğul gebelik halinde ise ilk on haftalık süreye kadar olan gebelik ve analık haliyle ilgili rahatsızlık ve engellilik halleri” olarak tanımlanmaktadır.

Bu hüküm içerisinde aynı zamanda analık sigortası kapsamında bulunan kişileri de barındırmaktadır. Bu halde analık sigortasından 5510 Sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının a ve b bentleri çerçevesinde bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılan kadın sigortalılar veya sigortalı erkeğin sigortalı olmayan eşi ve kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık alan kadın ya da gelir veya aylık alan erkeğin sigortalı olmayan eşi yararlanabilecektir.

Şunu da hatırlatmak da fayda vardır ki, sigortalı olan kişiler aktif ve pasif sigortalı olarak ikiye ayrılmaktadır. Aktif sigortalılar hali hazırda çalışan ve sigorta primlerini ödeyen sigortalılar iken; pasif sigortalılar çalışması sona ermiş, herhangi bir geliri bulunmayan, sigorta primi ödemeyen fakat sigorta kollarından aylık veya gelir alan sigortalılar olarak tanımlanabilecektir. İşte analık sigortasından hem aktif veya pasif sigortalı kadın hem de aktif veya pasif sigortalı erkeğin sigortalı olmayan eşi yararlanabilmektedir. Bu açıklamada farklılık yaratacak tek husus analık sigortasından yapılacak olan yardımlar bakımından kendini gösterecektir.

II. ANALIK SİGORTASINDAN YAPILACAK OLAN YARDIMLAR

Analık sigortası kapsamında yapılan iki temel yardım bulunmaktadır. Bunlar geçici iş göremezlik ödeneği ve emzirme ödeneğidir. İş göremezlik ödeneğine ve emzirme ödeneğine hak kazanma koşullarında ortaya çıkan en belirgin fark ise yukarıda da bahsedildiği ve 5510 Sayılı Kanun’un 16 ncı maddesinin 2 nci ve 3 üncü fıkralarından da anlaşılacağı üzere, geçici iş göremezlik ödeneğine yalnızca doğum yapan aktif veya pasif sigortalı kadın hak kazanabilirken diğer bir deyişle, erkek eşin sigortalı olmayan eşinin geçici iş göremezlik ödeneğine hak kazanamazken; emzirme ödeneğine hem sigortalı eşin hem de sigortalı olan erkeğin sigortalı olmayan eşinin hak kazanabilmesidir.

A. GEÇİCİ İŞ GÖREMEZLİK ÖDENEĞİ

Geçici iş göremezlik ödeneği, hastalık ve analık sigortası kapsamında bulunan sigortalıya hastalık ve analık halleriyle ilgili olarak ortaya çıkacak iş göremezlik süresi boyunca günlük ve geçici olarak yapılan parasal yardıma verilen isimdir. Geçici iş göremezlik ödeneği 5510 Sayılı Kanun’un 18 inci maddesinde düzenlenmektedir. Buna göre, sigortalılık statüsü 4/a olan, köy ve mahalle muhtarı olarak çalışan, ticari kazanç veyahut serbest meslekten elde ettiği kazancı sebebiyle gerçek yahut basit usulde gelir vergisi mükellefi olan ve son olarak tarımsal faaliyette bulunan sigortalı kadın geçici iş göremezlik ödeneğinden yararlanabilecektir. Bu durumda doğumdan önceki 8 hafta ve doğumdan sonraki 8 hafta için, çoğul gebelik halinde ise doğumdan önceki 8 haftalık süreye iki haftalık süre ilave edilerek çalışmadığı her gün için, erken doğumun meydana gelmesi durumunda ise, sigortalı kadının doğumdan önce kullanmadığı çalıştırılamayacak süreler ile isteği ve hekimin onayı olması suretiyle doğuma üç hafta kalıncaya kadar çalışması halinde, doğum sonrası istirahat süresine eklenen süreler için sigortalı kadına geçici iş göremezlik ödeneği verilecektir. Yapılan açıklamadan da anlaşılacağı üzere şirket ortağı olarak çalışan 4/b sigorta statüsündeki kadın sigortalılar analık sigortasından yapılan geçici iş göremezlik ödeneğinden yararlanamayacaktır. Sigortalı kadının analığı durumunda kadın sigortalı, yatarak tedavilerde günlük kazancının yarısı, ayakta tedavilerde ise üçte ikisi oranında geçici iş göremezlik ödeneğine hak kazanacaktır. Ancak sigortalı kadının geçici iş göremezlik ödeneğine hak kazanılabilmesi için elbette ki taşıması gereken birtakım koşullar bulunmaktadır. Bu koşullar da yine 5510 Sayılı Kanun’un 18 inci maddesinin c ve d bentlerinde düzenlenmektedir. Buna göre,

-Sigortalı kadın istirahatin başlamış olduğu tarihte analık sigortası kapsamında olmalı,

-Doğumdan önceki bir yıl içerisinde sigorta statüsü 4/a olanlar en az 90 gün kısa vadeli sigorta primi bildirmiş olmalı; 4/b olanların ise herhangi bir prim borcu bulunmamalı,

-Bu süre içerisinde sigortalı kadın işyerinde çalışmamış olmalı,

-Doğumun gerçekleşmiş olması gerekmektedir.

B. EMZİRME ÖDENEĞİ

Emzirme ödeneği 5510 Sayılı Kanun’un 16 ncı maddesinin 3 üncü fıkrasında düzenlenmektedir. Madde metninden de anlaşılacağı üzere emzirme ödeneği hem doğum yapan aktif ve pasif sigortalı kadına hem de eğer kadın sigortalı değilse ve doğum meydana gelirse aktif ve pasif sigortalı erkeğe verilebilecektir. Ancak geçici iş göremezlik ödeneğinde de olduğu gibi bu kişilerin emzirme ödeneğine hak kazanabilmesi için bahsi geçen maddenin 4 üncü fıkrasına göre taşıması gereken bir takım koşullar bulunmaktadır. Buna göre,

-Sigortalı kadının analık sigortası kapsamında bulunması,

-Sigorta statüsü 4/a olanların doğumdan önceki bir yıl içerisinde en az 120 gün kısa vadeli sigorta kolları primi bildirmiş olması 4/b olanların ise genel sağlık sigortası primi dahil olmak üzere prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması, ancak istisnai olarak, sigortalılığı sona eren erkek veya kadının, bu tarihten başlamak suretiyle, 300 gün içerisinde çocuğu doğmuş ise, doğumdan önceki 15 ay içerisinde en az 120 gün prim ödemiş olması,

-Çocuğun sağ doğması gerekmektedir.

Analık sigortasından yapılan temel yardımlardan biri olan emzirme ödeneği yardımı her çocuk için bir defaya mahsus olmak üzere yapılmaktadır.

Av. Begüm Gürel & Hukuk Fakültesi Öğrencisi Dilan Kaya

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi girin.
You need to agree with the terms to proceed

Menü