Suç, insan ilişkilerinin başladığı andan itibaren varlığı istenmemesine rağmen gerçekleşen, toplumda ve bireylerde huzursuzluk yaratan, karşılığında hukuki yaptırımları olan bir kavramdır. Suçlar bireylere, topluma, yönetimlere karşı bireysel veyahut toplu şekilde işlenebilen, zaman içerisinde kapsamı ve yöntemleri genişleyerek ve çeşitlenerek büyüyen bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Sosyal medya ise zaman ve mekân sınırlaması olmadan paylaşımın esas olduğu, kullanıcıların takip eden ve edilen konumda olduğu, normlarla belirlenmiş bir iletişim alanı olmasının yanında sohbet platformlarıdır. Kısaca sosyal medya, yeni iletişim teknolojilerinin bireysel ve toplumsal iletişim ve etkileşim boyutunu ortaya koymak maksadıyla kullanılan bir kavram olmaktadır. Nitekim bireyler sosyal mecralarda bulunmakla kalmayıp bu dijital atmosferin sağladığı ortamlarda, sosyal ilişkiler kurmakta ve geliştirmektedirler. Dolayısıyla sosyal paylaşım mecraları bireyin toplum içinde kendini istediği şekli ile tanımlamasına da alan oluşturmaktadır.

Günümüzde teknolojinin ilerlemesiyle birlikte internet kullanımının hızla artması ve sosyal medya olarak adlandırılan uygulamaların yaş aralığı olmaksızın geniş kitlelerce kullanılmaya başlanması, birtakım suç türlerine artık sosyal medya üzerinde de rastlanmasına yol açmaktadır. Özellikle sosyal medya üzerinde iletişimin ve insanlarla etkileşime geçmenin oldukça basit ve hızlı olması, bireylerin sosyal medya aracılığıyla sergiledikleri davranışları önemsemeyip kendilerine ulaşılamayacağı düşüncesi ile hareket etmeleri bazı sorunlara neden olmaktadır. Nitekim sosyal medya üzerinden yapılan bu tür düşünce ve eylemler, her zaman hukuka uygun olmamaktadır. Öyle ki sosyal medya üzerinden sergilenen bu tür olumsuz eylemler menfaat kayıplarına ve kişilik haklarına saldırılara neden olduğundan bireylerin ve toplumun mağduriyetine yol açabilecek unsurları da bünyesinde barındırmaktadır. Hatta bu mecralarda belirgin bir otoritenin olmayışı ve denetimsizlik, suçlular tarafından yoğun biçimde suiistimal edilmekte olduğundan günlük hayatımızı düzenleyen kanunlar, sosyal medya üzerinden işlenen suçlara da uygulanmaktadır. Bu bakımdan gerçek hayatta olduğu gibi sosyal medyada da davranış ve eylemler bu kanunlara göre değerlendirilmektedir

Öte yandan sosyal medya üzerinden işlenen suçlar, klasik suç türlerinden de farklılık arz etmektedir. Aynı zamanda bu suçlar, klasik suçun işlenmesi farklılığının yanında, yaratmış olduğu etki nedeniyle de farklılık göstermektedir. Bu nedenle sosyal medya üzerinden işlenen suçlar, “internet üzerinden işlenen suçlar, siber suçlar, sanal suçlar ve bilişim alanında işlenen suç” olarak da tanımlanmaktadır. Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen sosyal medya üzerinden işlenen suçlar; intihara yönlendirme (TCK m. 84), çocukların cinsel istismarı (TCK m.103), cinsel taciz (TCK m.105), tehdit (TCK m. 106), şantaj (TCK m. 107), kişilerin huzur ve sükununu bozma (TCK m. 123), hakaret (TCK m. 125), Cumhurbaşkanına hakaret (TCK m.299) suçları ile haberleşmenin gizliliği (TCK m.132), özel hayatın gizliliği ihlali (TCK m. 134), kişisel verilerin kaydedilmesi (TCK m. 135), dolandırıcılık (TCK m.157), halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit (TCK m. 213), suç işlemeye tahrik (TCK m. 214), suç ve suçluyu övme ( TCK m. 215), halkı kin ve düşmanlığa veya aşağılama (TCK m.216), kanunlara uymamaya tahrik (TCK m. 217), hayasızca hareketler (TCK m. 225), müstehcenlik (TCK m. 226), kumar oynanması için yer ve imkan sağlama (TCK m. 228), iftira (TCK m. 267), devletin egemenlik alametlerini aşağılama (TCK m. 300) ve Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama (TCK m. 301) şeklinde düzenlenen suçlardır.

 Bu şekilde sosyal medya üzerinden işlenen suçlar doğrudan veyahut dolaylı olarak gerçekleşmekte olup bu suç türlerinden hakaret, tehdit, özel hayatın gizliliğini ihlal, cinsel taciz, kişisel verilerin kaydedilmesi gibi suçlar doğrudan işlenen suçlar; hırsızlık, cinsel saldırı ve dolandırıcılık gibi suçlar ise sosyal medyanın suça zemin oluşturduğu dolaylı yoldan işlenen suçlar olmaktadır. Yine bu konuda sosyal medyaya ilişkin bilişim alanında işlenen suçlar ise; Türk Ceza Kanunu’nun 243-246. maddeleri arasında düzenlenenbilişim sistemine girme, sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme ya da değiştirme, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılma, yasak cihaz ve program kullanımı suçları olmaktadır.

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/25973 E. 2020/18538 K. 7.12.2020 T.

“Dosya kapsamına göre, müşteki … vekilinin şikâyet dilekçesi ekine sosyal medya hesabında … ismi ile kayıtlı bulunan şahsın müştekiye yönelik “Adi şerefsiz töroris köpek vatan hayini onun bunun oooooooo orsbu çocugu” şeklinde hakarette bulunduğuna dair ekran görüntüleri çıktısını ibraz ederek şüpheliden şikâyetçi olması üzerine başlatılan soruşturmada, olay hakkında hiçbir araştırma yapılmadan atılı suçun unsurlarının oluşmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; şüphelinin sosyal medyasına ilişkin kaynak araştırması yapılması ve kolluk araştırması neticesinde şüpheli olduğu düşünülen şahsın kimlik bilgilerinin tespit edilmesi, bu yöne ilişkin tespit yapıldıktan sonra suça konu sosyal medya hesabının kendisi tarafından kullanıp kullanmadığı da sorularak şüphelinin savunmasının alınmasından sonra, oluşacak sonuca göre hukukî durumun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 04/05/2016 T. ve 2015/7239 E., 2016/7863 K.

Sanığın, şikayetçiye ait Facebook sosyal paylaşım sitesindeki hesabı ile yine şikayetçi tarafından kullanılan e-posta hesabının şifrelerini kırarak şifrelerini değiştirmek suretiyle erişilmez kıldığı, Facebook sayfasında bulunan arkadaşlarına ahlak dışı mesaj gönderdiği olayda Türk Ceza Kanunu’nun 244/2. maddesinde düzenlenen sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçunun oluştuğu karara bağlanmıştır.

Netice itibariyle, teknoloji çağı ile birlikte gelişen sosyal medya platformları, artık her yaştan insan tarafından yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Birçok insan için vazgeçilmez hale gelen bu dijisosyal alan, suçlular için de oldukça cazip bir ortam haline gelmiştir. Hatta, suç işleme kastıyla olmasa dahi kullanıcıların taksirle yapmış oldukları bazı paylaşımlar ve diğer sosyal medya faaliyetlerinin suç oluşturabileceği görülmektedir. Bu sebeple sosyal medya platformlarının denetimsiz ve kontrolsüz kullanımı, toplum yaşamının her alanına etki etmektedir. Dolayısıyla sosyalleşmeyi sağlayan önemli bir mecra olmasına rağmen sosyal medyanın günlük yaşamı olumsuz yönde etkileyen ve suça zemin oluşturan bir yönünün de bulunduğu unutulmamalıdır.

Av. Begüm GÜREL & Stj. Av. İpek MENGİLLİ

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi girin.
You need to agree with the terms to proceed

Menü